Mimarisiyle Akıllara Durgunluk Veren İran Camileri
Mimari

Mimarisiyle Akıllara Durgunluk Veren İran Camileri

sanatperver Admin
sanatperver Admin

Dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmış olan İran, günümüzde birçok uygarlığın değerleriyle harmanlanmış bir kültüre sahip. Bu toprakların kendine has kültürel dokusu, her alanda olduğu gibi mimari alanda da kendini gösterir.

İlginizi çekebilir: İstanbul'un Sembol Yapıları: Kariye Camii

İslami Sanatın En Muhteşem Örnekleri: İran Camileri

İran camileri; mimarisi, süslemeleri ve renkleriyle pek çok kültürün izlerini taşır. Özellikle mozaik ve çini işlemeciliğiyle kendine hayran bırakan bu camiler, köklü bir tarihi geçmişe sahiptir. Camilerin çoğu şehir merkezlerinin tam kalbinde bulunur. İran’ın köklü kültüründen izler taşıyan camiler ülkenin en çok turist çeken noktalarını oluşturur. Gelin hep birlikte en güzel İran camileri arasında bulunan bu yapılara daha yakından bakalım.

Renklerle Hayat Bulan Bir Cami: Nasır El-Mülk

Nasır El-Mülk Cami, 1876 yılında Şiraz valisinin oğlu Hasan Ali Nasır El-Mülk’ün isteği üzerine yapılır. 1888 yılında tamamlansa da herkesi büyüleyen meşhur vitray pencereler 1969 yılında eklenir. Çok sayıda pembe çinilerden oluşan bu caminin mimarları Muhammed Hasan ve Mirza Rıza Kaşiger’dir. Cami, yapıldığı dönemin hükümet merkezi sayılan Şiraz’ın God E-Araban mahallesinde bulunur. 19. yüzyılda özel bir kompleksin parçası olan Nasır El-Mülk; ev, cami, hamam ve depo alanından oluşmaktadır. Günümüzde ise halka açık olan bu kompleksin sadece cami bölümü kullanılmaktadır. Sabah güneşin doğmasıyla birlikte dünyanın en renkli camisine dönüşen bu yapı, Pembe Cami olarak da isimlendirilmektedir. Çinilerin çoğu pembe renginde olsa da vitraylardan yansıyan ışıklar caminin içinde bir renk cümbüşü yaratır. El işçiliğiyle kendine hayran bırakan bu cami; Selçuklu, Osmanlı ve Fars mimarisinin özelliklerini yansıtır. Tezhip işlenmiş duvarları, ihtişamlı kubbesi ve rengarenk mimarisiyle İran’da mutlaka görmeniz gereken eserler arasında yer alıyor.

Selçuklu Şaheseri: İsfahan Cuma Cami

2012 yılında UNESCO’nun Dünya Mirasları Listesi’ne alınan İsfahan Cuma Cami, 755 yılında Abbasi halifelerinden El-Mansur’un isteği üzerine yapılır. Cami; Abbasi, Selçuklu ve Selçuklu sonrası 3 ayrı dönemde uzun bir süre zarfında inşa edilir. Ancak genel olarak Selçuklu döneminin mimari özelliklerini yansıtır. İsfahan şehri, 1051 yılında ele geçirilince Melikşah döneminde Büyük Selçuklular’ın başkenti olur. 1072-1092 yılları arasında caminin en önemli bölümleri inşa edilir. Dört eyvanlı ve mihrap önü kubbeli olan bu yapı, Selçuklu mimarisinin karakteristik özelliğini yansıtır. Cami girişi, yapının güney cephesinde bulunan eyvandan sağlanır. Selçuklu’nun güç sembolü olarak eyvanlar kuzey, güney, doğu ve batı olmak üzere dört yönü işaret eder. İran coğrafyasında bulunan bütün eserler gibi İsfahan Cuma Cami de büyük bir meydana bakar. Çini işçiliğinin en gösterişli örneklerinden birini yansıtan bu cami, geometrik ve bitkisel desenlerle süslenmiştir.

Minaresiz ve Avlusuz Bir Cami: Şeyh Lütfullah

Safevi mimarisinin en ünlü örneklerinden biri olan Şeyh Lütfullah Cami, İsfahan şehrinde 1602-1618 yılları arasında inşa edilir. Caminin en sıra dışı özelliği minaresiz ve avlusuz oluşudur. 2500 m2’lik bir alanda tek kubbeli bir yapı olarak inşa edilmiştir. Firuze taşlarıyla bezenmiş Şeyh Lütfullah Cami’nin mimarı Muhammed Rıza İsfahani’dir. Cami girişi kuzey yönünde bulunan çinilerle süslü eyvandan sağlanır. Zemin dahil caminin neredeyse tamamı ağırlıkla mavi renkten oluşan çinilerle kaplıdır. Kare planlı bir iç mekana sahip olan cami, sekiz sivri kemerle çevrilidir. Gösterişli Safevi bezemeleri ve hat levhalar yapının süslemelerini oluşturur. 1930’lu yıllarda Rıza Şah Pehlevi döneminde büyük bir restorasyon çalışmasına başlanmıştır. Bugün caminin cephesinde görülen süsleme işçiliği Pehlevi döneminde gerçekleştirilen restorasyondan kalmadır.

Işıkların Şahı: Şah Çerağ Cami

İran’ın Şiraz şehrinde bulunan Şah Çerağ Cami’nin inşasına 12. Yüzyılda başlar. Kaçar döneminde genişletilen cami, İran Cumhuriyeti döneminde son şeklini alır. Şiiliğin en kutsal yerlerinden biri olan bu camide sekizinci imam Ali er-Rıza’nın kardeşlerinin türbesi bulunur. Kompleks bir yapıdan oluşan Şah Çerağ; ibadet yeri, türbeler ve geniş bir avludan oluşur. Dünya üzerindeki en ihtişamlı camilerden biri olan Şah Çerağ, Farsçada Işıkların Şahı anlamına gelir. Camiyi bu kadar ihtişamlı hale getiren ise caminin tasarımında milyonlarca küçük ayna ve mozaiğin kullanılmasıdır. Estetik açıdan muhteşem bir mimariye sahip olan Şah Çerağ, İran’ın en çok ziyaret edilen camilerinden biri olarak gösteriliyor.

Kaynak: Iran Traveling Center, Odyssey Traveller