Büyüklerin Dünyası: Yetişkinler İçin Hazırlanmış 20 Animasyon Filmi
Eğlence Sanat

Büyüklerin Dünyası: Yetişkinler İçin Hazırlanmış 20 Animasyon Filmi

Rumeysa E.
Rumeysa E.

Animasyon filmlerinin sadece çocuklar için olduğu fikri artık çok eskilerde kaldı. Son 20-30 yılda gerek stop-motion, gerek farklı teknikler kullanılarak yetişkinlere hitap eden pek çok animasyon filmi yapıldı ve yapılmaya da devam ediliyor. Bu filmlerin bazıları çıktıkları dönemde büyük sükse yaptı, bazıları da küçük bir kitleye ulaşıp yıllar içinde unutuldu. Ben de, internette bu konuda araştırma yapan kişilere özenle hazırlanmış bir kaynak olması açısından kendi zevkime hitap eden en sevdiğim animasyon filmlerini derledim.

Tamamen zamansız 20 animasyon filminden oluşan bu listeyi bugün ya da 10 yıl sonra hâlâ rehber olarak kullanabilirsiniz. Şimdiden iyi okumalar.

*Bu listedeki filmler güncel IMDb puanları dikkate alınarak sıralanmıştır.

20- A Scanner Darkly (Karanlığı Taramak)

A Scanner Darkly (Warner Independent Pictures)

IMDb Puanı: 7.0/10

2006 yapımı Karanlığı Taramak filmi, Philip K. Dick'in 1977 tarihli aynı isimli romanının rotoskop tekniği kullanılarak yapılmış bir uyarlamasıdır. Rotoskop tekniği bilindiği üzere, önce kamerayla çekilen filmin daha sonra elle üzerinden geçilmesiyle animasyon haline getirildiği son derece zahmetli bir tekniktir.

Başrollerinde Keanu Reeves, Winona Ryder ve Robert Downey Jr. gibi isimlerin bulunduğu ve yakın bir gelecekte geçen bu distopik bilim-kurgu filminde, Amerikan hükûmeti uyuşturucu ile olan savaşında büyük bir darbe almış ve kontrolü iyiden iyiye kaybetmiştir. Uyuşturucu pazarına yeni giren ve ölümcül etkileri olan "D" isimli maddeye karşı açılan savaşta mücadele etmek için ileri teknolojiyle donatılmış ajan birlikleri kurulmuştur. Bu birlikler için gizli görevde çalışmakta olan polis memuru Fred, Bob Arctor isimli bir uyuşturucu bağımlısını takip etmekle görevlendirilir. Bu görevlendirmedeki en büyük sorun ise Fred ve Bob’un aynı kişi olmasıdır.

19- Anomalisa

Anomalisa (Paramount Pictures)

IMDb Puanı: 7.2/10

Anomalisa, senaryosunu Charlie Kaufman'ın yazdığı, yönetmenliğini ise Kaufman ile birlikte Duke Johnson'ın yaptığı 2015 yılı yapımı stop-motion bir animasyon filmidir. Üç boyutlu objelerin hareket ediyormuş gibi gösterildiği stop-motion tekniğinin uygulanması için bu filmde kuklalardan yararlanılmıştır.

Film, müşteri hizmetleri alanında bir yazar ve motivasyon konuşmacısı olan Michael Stone'un yaşadığı varoluşsal krize odaklanmaktadır. Filmin neredeyse tamamı Michael'ın müşteri hizmetleri konferansı için konuşmacı olarak gittiği Cincinnati'deki lüks bir otel odasında geçmektedir. Micheal, orta yaş bunalımı yaşamaktadır. Ona göre her şey birbirinin aynıdır ve her şey son derece sıkıcıdır. Öyle ki Micheal, bütün insanların sesini tek bir ses olarak duymaktadır. Kadınlar bile; o sıkıcı, monotonlaşmış aynı erkek sesi ile konuşmaktadır (Filmde Michael ve Lisa dışındaki tüm karakterler, tek bir kişi tarafından seslendirilmiştir). Kaldığı otelde, Lisa'nın -kendine ait bir sesi olan tek kişinin- hayatına girmesiyle Micheal, kendi aydınlanmasını yaşayacaktır.

18- Avril et le Monde Truqué (Olağanüstü Dünya)

Avril et le Monde truqué (StudioCanal)

IMDb Puanı: 7.2/10

Olağanüstü Dünya, Franck Ekinci ve Christian Desmares'in ortaklaşa yönettikleri 2015 yapımı alternatif tarih bir animasyon filmidir. Distopik tarzdaki film, bir steampunk dünyasında geçmektedir.

Filmde, “kusursuzluk serumu” adlı ilacı elde etmek için çalışan bir grup seçkin bilim insanı aniden ve gizemli bir biçimde ortadan kaybolur. Kaybolan bu bilim insanlarına son olarak Avril'in anne ve babası da eklenir. Kayıp anne ve babanın sonsuz bir yaşam için üretmeye çalıştıkları serum ile ancak Avril'in kedisi Darwin'e konuşma yeteneği kazandırılabilmiştir. Aradan geçen 10 yılın ardından serumu tamamlamaya çalışan Avril'in yolu, ebeveynleri gibi bir bilim insanı olan dedesi Pops ile tekrar kesişir. Avril, pek konuşkan kedisi Darwin, dedesi Pops ve genç bir sokak serserisi olan Julius kayıp bilim insanlarını aramak için benzersiz bir yolculuğa çıkarlar.

Konusu itibarıyla Miyazaki filmlerini andıran Olağanüstü Dünya (Küçük bir kız çocuğu dünyayı kurtarır ve bu zorlu yolculukta ona daima çok sevdiği hayvan dostu eşlik eder), "ligne claire" çizim tekniği kullanılarak yapılması yönüyle Japon anime geleneğinden ayrılıyor ve Tenten'in yaratıcısı Belçikalı çizer Hergé'nin başını çektiği tarzdaki gölgesiz çizimleriyle bu animasyon filmi, çocukluğumuzun çizgi filmlerini hatırlatıyor.

17- Corpse Bride (Ölü Gelin)

Corpse Bride (Warner Bros. Pictures)

IMDb Puanı: 7.3/10

Tim Burton'ın Ölü Gelin filmi, yönetmenin de imzası niteliğinde olan karanlık ve gotik kurgu dünyanın yansıtıldığı en iyi örneklerden biridir. Stop-motion tekniği ile çekilen filmin seslendirme kadrosunda; Johnny Depp, Helena Bonham Carter ve Emily Watson gibi isimler bulunmaktadır.

Film, Viktorya döneminin yaşandığı 1800'lü yılların sonunda küçük bir kasabada geçmektedir. Paranın ve tabii ki sosyal statünün çok çok önemli olduğu bu yerde iki aile, kızları Victoria Everglot ve oğulları Victor Van Dort'u evlendirmeye karar verirler. Fakat düğün provası yapılırken işler pek yolunda gitmez ve Victor heyecandan evlilik yemini unutur. Utançtan ne yapacağını şaşıran Victor, kendini ormana atar ve orada bir ağaç dalında bulduğu yüzüğü parmağına takarak kendince düğün provasını sürdürmek için ağaca evlilik yemini eder. Fakat ağaç dalı zannettiği şeyin ölü bir gelinin parmağı olduğunu anlaması uzun sürmeyecektir. Yüzüğün takılması ve evlilik yemininin edilmesiyle ölü gelin Emily, gözlerini açar ve Victor'a ikisinin evlenmiş olduklarını söyler. Neye uğradığını şaşıran Viktor, bir anda kendini Emily ile birlikte ölülerin dünyasında bulur. Fakat buradan kurtulup aşık olduğu nişanlısı Victoria'nın yanına yani yaşayanların dünyasına gitmesi hiç de kolay olmayacaktır.

16- Ruben Brandt, a gyujto (Koleksiyoncu: Ruben Brandt)

Ruben Brandt, a gyujto (Sony Pictures Classics)

IMDb Puanı: 7.4/10

Yönetmenliğini Milorad Krstić'in üstlendiği 2018 Macar yapımı bu suç-gerilim filmi, izlediğim en sıra dışı animasyonlardan biri ve bence bu listenin en iyilerinden.

Ruben Brandt, uzmanlığı "sanatçı ruhları" tedavi etmek olan dünyaca ünlü bir psikiyatristtir. Babasının yakın zamanda gerçekleşen ölümü Ruben'ın peşini bir türlü bırakmaz ve içinde dünyanın en önemli tablolarının da yer aldığı şiddet içerikli bazı halüsinasyonlar görmesine neden olur. Hiç şüphesiz, doktorun yardıma ihtiyacı vardır ve neyse ki sabıkalı hasta listesi ona bu konuda yardımcı olmaya isteklidir. Kıvrak ve iyi bir dövüşçü olan kleptoman Mimi, ünlülerin korumalığını yapan Bye-Bye Joe, iki boyutlu bir adam olan Membran Bruno ve bir bilgisayar dehası olan Fernando onu bu sanrılardan kurtarmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Çete, dünyanın dört bir yanından en ünlü müzelerden en değerli 13 sanat eserini büyük bir hızla ve kolaylıkla çalar ve "Koleksiyoncu" bir anda dünyanın en çok aranan suçlusu olur. Artık kaçması gereken, sadece pek çok ülkenin emniyet güçleri değil aynı zamanda ödül avcılarıdır da. Zira doktorumuzun yakalanması için ortaya konan ödül, yüz milyon Amerikan dolarını bulmuştur.

15- J'ai perdu mon corps (Bedenimi Kaybettim)

J'ai perdu mon corps (Rezo Films)

IMDb Puanı: 7.5/10

2019 Fransız yapımı bu animasyon filminde birbirine paralel iki anlatı söz konusudur: İlki, işinde gerçek anlamda kötü bir pizza kuryesi olan Naoufel ile kendisine pizza teslim ettiği müşterilerden biri olan Gabrielle arasındaki romantik ilişki, bir diğeri ise, sahibine ulaşmak için şehrin altını üstüne getiren arayış içindeki kopmuş bir eldir.

Tamamen sıra dışı bir konuyu işlemesi bir yana benim açımdan filmin en ilgi çekici yanı Naoufel'in kader kavramına yaklaşımı oldu. Naoufel'in kader karşısındaki planı, tamamen beklenmedik bir biçimde ve rastgele bir davranışta bulunarak ona meydan okumaktır. Eğer kader diye bir şey varsa -Naoufel ona meydan okuduğuna göre ona inanıyor olmalı- onu kandırmak ve yolundan çevirmek mümkün müdür?

Tüm bu cevapsız soruları bir kenara bırakırsak Bedenimi Kaybettim'in tramvayı atlatma sürecini işleyen son derece gerçek ve bir o kadar da hüzünlü bir yol öyküsü olduğunu söyleyebiliriz.

14- Arrugas (Kırışıklıklar)

Arrugas (Cameo Media)

IMDb Puanı: 7.6/10

Kırışıklıklar, bizi yaşlılar ve yaşlılık hakkında düşünmeye zorlayan ender filmlerden biri. Bilindiği üzere kurgu dünyalarda genellikle bebekler, çocuklar, ergenler ya da yetişkinler hüküm sürer. Yaşlılar bu dünyada pek sevilmez ya da umursanmaz. Hatta çoğu filmde ölüler bile yaşlılardan daha revaçtadır.

Paco Roca'nın aynı isimli çizgi romanından uyarlanan 2011 İspanyol yapımı bu film, alzheimer hastası olan ve bakımevine gönderilen emekli banka müdürü Emilio ve onun burada tanıştığı oda arkadaşı Miguel'in yeni kurulan dostlukları ve zamanın acımasızlığını tekrar ve tekrar fark edişleri üzerine kurulu son derece hüzünlü, içten ama bir o kadar da gerçek bir hikâye.

13- Sita Sings the Blues (Sita Blues Söylüyor)

Sita Sings the Blues (GKIDS)

IMDb Puanı: 7.6/10

Bu film, kendi türünün tek örneği bile olabilir.

Sita Blues Söylüyor, Nina Paley tarafından yazılan ve yönetilen 2008 Amerikan yapımı müzikal bir romantik-komedi animasyon filmidir. Filmin konusu, eski bir Hint destanı olan Ramayana'ya dayanmaktadır. Üç Hintli gölge kuklası, 1920'lerin ve 30'ların  jazz-blues sanatçısı Annette Hanshaw'nın sesinden parçalarla Rama ve Sita aşkını anlatırken bu mitolojik sahnelerin arasına yönetmenin kendi hayatından sahneler serpiştirilir.

Bu filmdeki en dikkat çekici noktalardan biri antik dönemdeki aşk ve ayrılık kavramlarına yaklaşımın bu kavramlara bugünkü yaklaşımlarımızla olan paralelliğidir. Kim demiş mitolojiler, efsaneler ve eski hikâyeler bir işimize yaramaz diye?

12- Coraline (Koralin ve Gizli Dünya)

Coraline (Focus Features)

IMDb Puanı: 7.7/10

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, sağda solda bu filmin bir çocuk filmi olduğuna dair gördüğünüz hiçbir şeye itibar etmeyin.

Koralin, Neil Gaiman'ın aynı isimli romanından uyarlanmış 2009 Amerikan yapımı stop-motion bir animasyon filmidir. Filmde, anne ve baba o kadar meşguldür ki kızları Koralin’e hiç vakit ayıramazlar. Yeni bir eve taşınmaları da Koralin’i mutlu etmez zira bu yeni yerde, anne ve babası da onunla hiç ilgilenmezken doğru düzgün yapacak hiçbir şey bulamaz. Fakat kısa süre içinde evde bulduğu gizli bir geçit onda can sıkıntısından eser bırakmaz. Çünkü bu geçit, her şeyin (ebeveynlerinin, evinin, komşularının) çok daha iyi göründüğü paralel başka bir dünyaya açılmaktadır. Ne yazık ki bu dünyadaki tüm güzellikler geçicidir. Koralin'in geçidin arkasındaki bir rüya kadar güzel yaşamının korkutucu ve tehlikeli yanları birer birer ortaya çıkmaya başlayacaktır.

11- Papurika (Paprika)

Papurika (Sony Pictures Entertainment Japan)

IMDb Puanı: 7.7/10

Bu filmi kendimce şu şekilde özetleyebilirim: Baş ağrısı.

Rüya konusuna benim kadar takıksanız, usta yönetmen Satoshi Kon'un 2006 yapımı psikolojik-gerilim türündeki bu animesi kesinlikle hoşunuza gidecek. Film, yalnızca psikiyatri doktorlarının kullanabildiği ve rüyalar aracılığıyla kişinin bilinçaltına ulaşmaya yarayan "DC Mini" isimli cihazın çalınmasıyla başlar. Yanlış ellere geçtiğinde son derece tehlikeli bir hâl alan bu cihazın çalınmasıyla gerçekler ve rüyalar ters yüz olacak ve bir noktada rüyalar gerçeklerin yerini alacaktır. Birinin herkesi bu kâbustan uyandırması gerekir.

10- Ma vie de Courgette (Kabakçığın Hayatı)

Ma vie de Courgette (Gébéka Films & Praesens-Film)

IMDb Puanı: 7.7/10

Yönetmenliğini Claude Barras'ın yaptığı 2016 Fransa ve İsviçre ortak yapımı bu stop-motion animasyon filmi, ihmalkâr ve alkolik annesini yanlışlıkla öldüren 9 yaşındaki Courgette (Kabak) lakaplı Icare'in hikâyesidir. Küçük bir karakolda ifadesi alındıktan sonra yetimhaneye gönderilen Icare, geldiği bu yeni yere uyum sağlamaya çalışır. Yetimhanedeki diğer çocuklar da tıpkı onun gibi gözle görülür bir biçimde travmatize olmuş hâldedirler. Yine de Icare, burada zaman içerisinde güzel arkadaşlıklar kurar.

Barındırdığı tüm olumsuzluklara rağmen bu film, büyüklerin hataları yüzünden kötü şeyler yaşamış küçük insanların umut hikâyesidir. Ve unutmadan; aile, kan bağından fazlasını içerir.

9- Isle of Dogs (Köpek Adası)

Isle of Dogs (Fox Searchlight Pictures)

IMDb Puanı: 7.8/10

Senaristliğini ve yönetmenliğini Wes Anderson'ın yaptığı 2018 yapımı stop-motion animasyon filmi Köpek Adası, zekice kurgulanmış ve son derece güçlü mesajları olan bir film.

Günümüzden 20 yıl sonrasının distopik Japonya'sında geçen film, Megasaki şehrinin kötü valisi Kobayashi'nin köpeklerde bulunan ve insanlara geçme riski bulunduğunu iddia ettiği bir virüsü dayanak göstererek şehirdeki bütün köpekleri "Çöp Adası" olarak isimlendirilen yere göndermesiyle başlar. Şehirde her şey planladığı gibi giderken valinin 12 yaşındaki evlatlığı Atari'nin köpeği Spots'ı aramak için Çöp Adası'na gitmesi işleri karıştıracak ve tüm planları bozacaktır.

Japon kültürüne dair pek çok ayrıntı içeren bu animasyon filmi üzerinden totaliter yönetimlere dair politik okumalar yapmak da mümkün.

8- Loving Vincent (Vincent'ten Sevgilerle)

Loving Vincent (Altitude Film Distribution & Next Film)

IMDb Puanı: 7.8/10

Vincent'ten Sevgilerle, Hollandalı ressam Vincent Van Gogh'un yaşamı, hayatının son günleri ve ölümünün arkasındaki sır perdesine odaklanan 2017 yapımı biyografi türünde bir animasyon filmidir.

Film için dünyanın dört bir yanından 125 sanatçı, Van Gogh'un çizim tekniklerini kullanarak 65.000 yağlı boya tablosu hazırlamıştır. Vincent'ten Sevgilerle, bu tablolarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur ve bu şekilde hazırlanan ilk uzun metrajlı filmdir.

Filmde, ressamın yaşadığı parasal sıkıntılar dikkat çekicidir. Bilindiği üzere 37 yıllık kısa ömrüne 600 eser sığdıran Van Gogh, hayatta iken yalnızca bir tablosunu satabilmiştir. Fakat ölümünden 100 yıl sonra "Dr. Gachet'nin Portresi" isimli eseri tam 82,5 milyon dolara alıcı bulmuştur. Tüm bu olanları düşününce insan, “Van Gogh, keşke bu takdire yaşarken şahit olabilseydi.” demeden edemiyor.

7- Kôkaku Kidôtai (Kabuktaki Hayalet)

Kōkaku Kidōtai (Shochiku)

IMDb Puanı: 7.9/10

Kabuktaki Hayalet ya da daha çok bilindiği şekliyle Ghost in the Shell, yönetmenliğini Mamoru Oshii'nin yaptığı 1995 yapımı cyberpunk -çoğunlukla yüksek teknoloji, düşük yaşam olarak tanımlanır- türünde bir polisiye-bilim kurgu animesidir. Film, başta The Matrix olmak üzere cyberpunk tarzdaki pek çok filme ilham kaynağı olmuştur.

Kabuktaki Hayalet; 2029 yılında, yarı insan yarı robot canlıların hüküm sürdüğü cyborg çağında geçmektedir. Yaşanan çağda robotumsu insanların/insanımsı robotların beynine girmek ve oradan bilgi sızdırmak son derece kolay bir hâl almıştır. "Kukla ustası" denen bir bilgisayar korsanı bu yolla devletin üst düzey gizli bilgilerine ulaşınca devletin duruma müdahale etmesi gerekir ve bu amaç için gizli bir örgüt görevlendirilir.

Filmin aslında en iyi yanı barındırdığı felsefi altyapısı ve sorduğu, izleyiciyi çıkmaza sokması muhtemel sorularla kafasını karıştırması. Mesela, insanı insan yapan özellikler bir android’e (insansı robot) aktarıldığında insan ve android arasında bir fark olur mu yoksa olmaz mı?

6- Fantastic Mr. Fox (Yaman Tilki)

Fantastic Mr. Fox (20th Century Fox)

IMDb Puanı: 7.9/10

Wes Anderson imzalı bir stop-motion animasyon filmi daha... 2009 yapımı bu güzide animasyon filmi, Roald Dahl'ın aynı isimli çocuk kitabının yetişkinler için yapılmış animasyon uyarlamasıdır.

Bay ve Bayan Tilki, oğulları Ash ve kendilerini ziyarete gelen yeğenleri Kristopherson ile mutlu mesut yaşamaktadırlar. Fakat Bay Tilki'nin eski yasa dışı günlerine geri dönmek istemesi ve hayvanlar âleminin en büyük soygununa imza atması ile işler biraz karışır.

Bu film, "Yukarı Bak" gibi çok güçlü bir rakibi olmasaydı En İyi Animasyon Filmi Oscar'ını mutlaka alırdı diye düşünüyorum.

5- Vals Im Bashir (Beşir'le Vals)

Vals Im Bashir (Sony Pictures Classics)

IMDb Puanı: 8.0/10

En iyi başlangıca sahip filmler diye bir listem yok ama eğer olsaydı ilk sıraya hangi filmi alacağımı çok iyi biliyorum.

Yönetmen Ari Folman'ın aynı zamanda baş karakter olarak karşımıza çıktığı bu film, 1982 yılında İsraillilerin Filistinlilere karşı gerçekleştirdiği Sabra ve Şatilla Katliamı'na odaklanıyor. Filmin başında bir arkadaşı Folman'a, her gece tekrar tekrar aynı rüyayı gördüğünden bahseder. Rüya üzerine yaptıkları kısa sohbetin ardından Folman, savaş sonrası yaşadığı bunalım sebebiyle savaşa dair hiçbir anısını hatırlamadığını fark eder. Yaşananları hatırlayabilmek için o dönemdeki arkadaşlarını bulur, yanlarına gider ve onlarla görüşür. Bir İsrail askerinin gözünden savaşın kirli ve karanlık yüzü tüm dehşetiyle yavaş yavaş hatırlanmaya başlanacaktır.

4- Persepolis

Persepolis (Sony Pictures Classics)

IMDb Puanı: 8.0/10

2007 Fransa yapımı bu film, İranlı yazar ve yönetmen Marjane Satrapi'nin aynı isimli çizgi romanının animasyona uyarlanmasıdır. 1979 yılında İran Devrimi sırasında yaşananlar küçük bir kız çocuğu olan Marjane'ın gözünden anlatılmaktadır. Marjane, yeni rejim altında yaşamanın özellikle de kadınlar için ne kadar imkânsız olduğuna her gün daha fazla inanmaktadır.

3- Song of the Sea (Denizin Şarkısı)

Song of the Sea (StudioCanal)

IMDb Puanı: 8.0/10

Denizin Şarkısı, The Secret of Kells (Büyülü Kitap) filminin yaratıcıları tarafından hazırlanmış, mitolojik hikâyelerin nefes kesici güzellikteki görsellerle anlatıldığı muhteşem bir film. Kelt ve İskandinav mitolojisinde yer alan ve "fok halkı" anlamına gelen selkie'ler hakkındaki bu animasyon filminde yer alan çizimler, kullanılan renkler ve görsellerin canlılığı öylesine güzel ki izlerken tek bir sahnesini bile kaçırmak istemiyorsunuz.

Mitolojiyi, masalları ve büyülü hikâyeleri seviyorsanız bu filmi kesinlikle öneririm.

2- Mary and Max (Mary ve Max)

Mary and Max (Icon Entertainment International)

IMDb Puanı: 8.1/10

Adam Elliot'ın yazıp yönettiği 2009 yapımı bu stop-motion animasyon filmi, tat kaçıran cinsten mükemmel bir film.

8 yaşındaki Mary ve 44 yaşındaki Max'in kıtaları aşan arkadaşlıkları tesadüfi bir mektuplaşmayla başlar. Belki de tek ortak noktaları yalnızlıkları olan bu iki insanın mektuplaşması iç ısıtan bir dostluk hikâyesine dönüşür.

20 filmden oluşan bu listede yetişkin animasyonu denilince benim aklıma ilk gelen film hep bu oluyor. Bu filmi henüz izlemediyseniz mutlaka izleyin ama sizi ağlatırsa da lütfen gelip bana kızmayınız. Teşekkürler.

1- Mononoke-hime (Prenses Mononoke)

Mononoke-hime (Toho)

IMDb Puanı: 8.4/10

Listenin ilk sırasında bir Miyazaki filmi var. 1997 yapımı Prenses Mononoke, insanların doğaya verdiği zararı en çarpıcı şekilde işliyor.

Genç prens Ashitaka köyünü şeytanlaşmış bir yaban domuzundan korumak için savaşırken lanetlenir. Kendisini bu ölümcül lanetten kurtarmak için çıktığı uzun yolculukta yolu kurtlar tarafından büyütülmüş San (Prenses Mononoke) ile kesişir. Birlikte Ormanın Ruhu'nun derinliklerine yolculuk yaparlar. İkisinin de çok geç olmadan insan ve doğanın birleştirici gücünü uyandırmaları ve barışı sağlamak için tüm güçlerini ve cesaretlerini toplayarak mücadele etmeleri gerekir.

Bu içerik de ilginizi çekebilir:  Bu Karşılaştırma Hiç Bitmez: Pixar vs. Studio Ghibli