Çemberin İçini Dışarıdan Çizen Ressam: Hüseyin Emre Birinci
Sanat Resim

Çemberin İçini Dışarıdan Çizen Ressam: Hüseyin Emre Birinci

Murat S.
Murat S.
Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın… - Murathan Mungan

Resim sanatında beğeni algısı, çoğunlukla resmedilen nesne ya da görüntü ile resmin ‘benzerlik’ ölçütü üzerine dayalıdır. Başka bir deyişle, çoğu insan için bir resim gerçeğe ne derece yakınsa o kadar güzel ve başarılıdır. Bu görüşe Realizm ve daha ötesine, yani bir resmin adeta bir fotoğraf gerçekliğinde olmasına ise Hiperrealizm denmektedir. Oysa resim sanatının ve pek çok ressamın nihai amacı, sınırlı bir tuval ve belli sayıdaki renk seçeneğiyle, sınırsız olan duyguları ve düşünceleri verebilmektir. Nitekim endişeyi, huzursuzluğu, kaygıyı, belirsizliği, gizemi ya da aksine sevinci, mutluluğu, rahatlığı ve sefayı resmetmek ve her biri soyut olan bu duyguları tuvalde canlandırabilmek pek kolay değildir. Bu yüzden soyut iş, bir anlamda resim sanatının en özgür ve en zor ifade biçimidir.

Bu yazımızda size bir resmin değerlendirmesini, “O resme bakan insan sayısı kadar farklı his uyandırmışsa…” kaygısıyla yapan ve Türkiye’nin son dönem öne çıkan ressamlarından biri olan Hüseyin Emre Birinci'den bahsedeceğiz.

Hüseyin Emre Birinci Hakkında

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Baskı Bölümü mezuniyetinin ardından aynı üniversitede yüksek lisans sonrası doktora çalışmasını sürdüren ressam, mezun olduğu okulda öğretim üyesi olarak çalışmakta ve diğer yandan İstanbul Arel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı bölümünde de ders vermektedir. Lise eğitimi de güzel sanatlar üzerine olan Birinci’nin yapıtları Çorum’dan Trabzon’a, Hatay’dan Ankara’ya pek çok seçkide yer almış ve ayrıca Kanada ve Fransa’daki etkinliklerde de kabul görmüştür.

Ressam Birinci faaliyetlerini İskilip’teki Bedri Rahmi Eyüpoğlu Evi’nde sanat danışmanlığı yaparak ve aynı zamanda Çatalkara Kültür ve Sanatevi’nin sanat koordinatörlüğünü de üstlenerek, sanat ve endüstri arası ilişkiye dair çalışmalarda da bulunmuştur.

Yerelden Evrensele İlerleyen Bir Sanat Anlayışı

Tekstil ve Baskı üzerine aldığı eğitimle birlikte Anadolu’nun motif ve örgü kültürüne hâkim olan Birinci, eserlerinde yerelden evrensele ilerleyen bir hat üzerinde itiraz ederek sorgulayan ve dışavurumculukta farklı materyalleri aynı kompozisyonda kullanarak eser meydana getiren bir ressamdır. İşlerinde gri, kahverengi ve koyu pastel tonların hâkimiyeti görülen ressam, nesnelere, biçimlere, formlara, ışığa ve perspektife farklı bir bakış açısı getirilebilirse, resmin temel unsuru olan ‘sorgulatma’ vazifesini ifa ettiğini düşündürmektedir.

Hüseyin Emre Birinci Sergileri

2019 yılında İstanbul Saint Joseph Lisesi Sergi Salonu’nda sergilenen ‘Şey’ isimli kişisel sergisinde değişimin, dönüşümün, varlığın ve hiçliğin düşündürdüklerine yer vermiş olan Birinci, bu değişim ve dönüşümü bireyin somut temsili olan beden üzerinden ele almıştır. "Haller I", "Haller II" ve "Otoportre ve Beden" desen serilerinin her birinde, farklı tekniklerle katmanlı halde inşa edilen, yıkılan ve dönüşen bu bedenler, yapı bozuma uğramış ve yapı bozumla kendini yenileyen temsillere dönümüştür. "Bedenin Hiçliği Üzerine" ve "Onlar / Kutsiyet Üzerine Bir Eleştiri" asamblaj serilerinde ise sanatçının kullandığı farklı materyallerin zaman içerisinde birbirleri ile etkileşiminin sonucunda eserler de zaman içerisinde dönüşüp değiştikleri bir yolculuğa çıkmıştır. Bu bağlamda Hüseyin Emre Birinci'nin "Şey" sergisi insanın kendini sorguladığı ve yargıladığı varoluşsal bir yolculuğa şahitlik etmiştir.

Birinci’ye göre resimle izleyici arası ilişki, izleyicinin resim sanatına dair ilgisi ve sanat tarihine ilişkin bilgisi oranında doyurucu ve tatminkârdır. Bu nedenle verdiği derslerde malzeme ve çizim öncesi resmin manası, ifadesini dayandırdığı tarihi birikim ve ait olduğu akımın öne çıkan isimleri üzerine çalışılması gerektiğini vurgular. Bu nedenle kendisi de salt yeni işler için atölye çalışması yapan bir ressam değil, bazıları orijinal ve çoğu tıpkıbasım olan bir gravür koleksiyonuna da sahip olan sanatçının, aynı zamanda sanat tarihi ve resim üzerine oluşturduğu kişisel bir kütüphanesi de bulunmaktadır.

Yapıtlarında sadeliğe gizlenmiş kaosu ve dinginliğin arkasına saklanmış haldeki beklenmedik olanı tezatlar ve aykırılıklar üstünden ele alan sanatçı, temiz, net ve saf görünümlü kötülüğün deforme ettiği gerçekliği, resmin soyut diliyle anlatmaktadır.

2016 yılında hem İstanbul hem de Trabzon’da sergilenen ‘Bezce- Anadolu’ya Dokunan Bezler’ isimli Uluslararası Tekstil Sergisi’nde yer alan ‘Dolay Peştamal’ işi katkısıyla, desen ve giyim bağına dair yapıtını sunan ressam, soyut sanatın tezahürüne kumaşları, ahşabı, camı ve madeni de eklemleyebilen bir çok dilliliğe sahiptir. Bu çerçevede, 2012 yılında Çorum’da yer alan  ‘Kapıların Dili’  açık hava sergisi kapılar, pencereler ve kilitlerden, 2018 yılında Denizli’nin Tripolis Antik Kenti’nde sergilenen ‘Gelip/ Geçici/ Döngü’ isimli eseri ise ahşap, pleksiglas ve demirden oluşmaktadır.

2006 yılında düzenlenen 67. Devlet Resim ve Heykel Yarışması’nda ‘Ayrım’ isimli çalışmasıyla sergileme ödülü almış olan sanatçının, 2013 yılında Fransa’nın Lille kentinde yer alan ‘Babelles’ isimli etkinlikte ‘Pencerelerin Açık Dili’ isimli işi sanatseverlerle buluşmuştur.

Sanatı bir bütün halinde ele alan Birinci, 2010 yılında Bedri Rahmi Eyüpoğlu’ya ait Osmanlı Türkçesi ile yazılmış metinlerin, şiirlerin ve mektup çevirilerinin dijital ortama alınmasını sağlayarak, evrensel kültür tarihine zengin bir arşiv hediye etmiştir.

Sanatın nihai hedefini mutlu hissettirmek, eğlendirmek, ümitlendirmek ve neşelendirmek olduğuna dair görüşlere yapıtlarıyla cevap veren Birinci, sanatı düşündüren, sorgulatan, itiraz ettiren ve ideal olana erişmek için mevcudu yıkan bir kavram olarak değerlendirmektedir.

Çalışmalarını halen İstanbul’da sürdüren ressam Hüseyin Emre Birinci, hem akademik eğitimlerine hem de eser üretimine devam etmektedir.