Ekspresyonizm Nedir ve Özellikleri Nelerdir?

Almanya'da doğan Ekspresyonizm, bir dönem Empresyonizme karşı çıkanların benimsediği bir sanat akımıydı. Çoğunlukla ruhsal gözlemlerle dayalı eserlerin ön plana çıktığı Ekspresyonizm hakkında bilgi sahibi olabileceğimiz içeriğimize beraber bakalım. Keyifli okumalar.

Ekspresyonizm Nedir ve Ne Anlama Gelir?

Ekspresyonizm düşünceleri ve duyguları dışa vurma sanatıdır. Türkçeye de "Dışavurumculuk" olarak çevrilmiştir. Ekspresyonizm bu noktada "duyguların dışa vurumu" anlamına da gelir. Bu akım aynı zamanda bir şeyin olduğu gibi temsil ya da taklit edilmesi yerine o şeyin hissettirdiğinin yansımasını da izleyiciye yansıtır. Ekspresyonizmde iç dünya ön plandadır ve düşüncelerimizin meydana getirdiği şeyler ortaya çıkan sonucu belirler. Günümüzde bir şeyi tam anlamıyla kavrayabilmek için o şeyin temel fikrini yani kendisini neyin ortaya çıkarttığını bilmek gerekiyor.

Pozitivizm, natüralizm ve empresyonizm Ekspresyonizmden önce ortaya çıkan sanat türleri arasında yer alıyor. Bir dönem izlenimcilik akımına yani empresyonizme karşı çıkan sanatçılar ekspresyonist olarak tanımlanıyordu.

9 Maddede Empresyonizm Nedir?
Belki de dünyanın en ilgi çeken sanat akımlarından birisi empresyonizmdir.Modern sanatın gelişmesinde büyük bir rol oynayan empresyonizm, sanatçının içdünyasını yansıtma ve izleyiciye anlatma ihtiyacından doğmuştur. Gelin şimdiempresyonizm hakkında fikir sahibi olabileceğimiz 9 maddede empresyoni…

Ekspresyonizm sanatçının duygusunu ve iç dünyasını farklı araçlarla ortaya çıkarması olarak da tanımlayabilmemiz mümkün. Bu araçlar bazen yazı, bazen fırça, bazen kütle bazense bir düzlemden oluşur. Hatta şöyle bir örnek vermemiz de yerinde olur; düşünün ki elinizde bir fırça ve karşınızda bir masa var. Siz önünüzdeki tuvale masayı çizeceksiniz. Dört dikey bir yatay çizgi çekmek yerine sağa sola kayan birbirine paralel olmayan ve birden fazla renk içeren bir masa çiziyorsunuz. Çünkü o masa algısı size böyle hissettiriyor. Yani ekspresyonizmde ne hissediyorsanız sanatınıza da onu yansıtmış olursunuz.

Çığlık - Edvard Munch / 1893

Ekspresyonizm Ne Zaman Ortaya Çıktı?

Sanat tarihinde ekspresyonizmin ortaya çıkışı hakkında kesin bir görüş yoktur. Araştırmacılar farklı tarihler verseler de bu akımın 1900’lü yılların yani 20. yüzyılın başlarında ortaya çıktığı konusunda hemfikirdirler. Ekspresyonizmin doğum yeri Almanya olarak bilinir. Bu bilgilerle birlikte adı daha konmamış olsa da ortaya çıkışından 300-400 yıl önce ekspresyonist düşünce tarzının sanatta kullanıldığı da aşikardır. Çünkü ekspresyonizm var olana bir tepki, bir karşı akımdır.

Empresyonizme karşı bir tepkiden doğan ekspresyonizm sanat dünyası yeni bir soluk getirdi. Bu sanat akımında önemli olan görünümdür ve sanatçının biçimle ilgili dertleri vardır. Işığın tonu, renklerin algılanışı ve yansıtılışı bu sanat akımında son derece önemlidir.

Karlar Altında Davos - Ernst Ludwig Kirchner / 1923

Ekspresyonizmin Farklılaştıran Özellikler Nelerdir?

Bu akımın keskin kuralları olmasa da üslubu benimseyen sanatçıların amacı genellikle aynıdır. Örneğin ekspresyonist sanatçıların çoğu ruhsal gözlemde bulunur ve buna önem verirler. Bilinçaltlarında gizli kalmış olanı açığa çıkarma meyilleri vardır. Eserlerinde daha çok fantastik ve ürkütücü olaylara ya da anlara yer vermeyi tercih ederler. Birçok ekspresyonistin ortak özelliği hızla değişen dünyadan etkilenmiş olmalarıdır. Dışarıya verdikleri bu içten tepki eleştirmenler tarafından "büyük bir ruh isyanı" olarak değerlendirilmiştir. Ekspresyonist eserlerde ya da temsilcilerinde içe kapanıklığın ve dışlanmışlığın izlerine sıklıkla rastlayabilirsiniz.

Ekspresyonist Sanatçılar Kimlerdir?

Ekspresyonist sanatın temsilcileri sanatın farklı dallarında benzersiz eserler üretmişlerdir. Edvard Munch, Franz Kafka, James Joyce, Vasili Kandinski, Anitta Malfatti, Otto Dix, Eugene O’Neill, Eric Mendelshon, Francis Bacon, Antonio Berni, Fritz Lang, T.S. Eliot bu akımın öncüleri arasında yer alır.

Ekspresyonist Eserler Nelerdir?

En bilinen ekspresyonist eserlere Çığlık, Öpücük, Metropolis, Dönüşüm, Weizmann Evi, Berlin Sokağı, Entrika, Ulysses, Cam Pavyon, Einstein Kulesi gibi neredeyse hepimizin bildiği bu yapıtlar örnek gösterilebilir.

Ekspresyonist Resim Akımı

Resim ekspresyonizmin en çok kullanıldığı ve en görünür olduğu alandır. Ekspresyonist resimlerde genellikle çizgiler ve şekiller bozuk, renkler ise abartılıdır. Resimleri yorumlarken veya anlamaya çalışırken de uyandırdığı duygular dışında bu teknik detaylar bizlere açar sağlamaktadır. Bu resimler iç çatışmanın görselleştirilmesi olarak tek cümlede özetlenebilir. Resimde sonradan görülen soyut ekspresyonizm de mevcuttur. Burada hisler doğrudan tuvale yansımaktadır. Bir masa ressamı mutsuz ediyorsa tuvale eğri bacaklı, kalın gövdeli, kontrast renkli bir masa değil; mutsuzluk çizilir.

Lunia Czechovska'nın Portresi - Amedeo Modigliani / 1919

Ekspresyonist Heykel Akımı

Heykelde ekspresyonistler gotik anlayıştan etkilenmiş ve moderniteye karşı çıkmışlardır. Bireyler üzerindeki olumsuz etki ahşap oyma tekniğinin kullanılmasıyla bu sanata aktarılmıştır. Resimdeki gibi, heykelde de orantısız, uzun kol ve bacaklar oldukça sık kullanılmıştır. İnsan figürlerinde, yüzdeki ifade ise en çok dikkat çeken detaydır.

Photo by Sandro Gonzalez / Unsplash

Ekspresyonist Edebiyat

Edebiyat alanı ekspresyonizmin en soyut uygulanabileceği alandır. Göstermekten çok anlatmaya, hayal etmeye ve iç dökmeye uygunluğu sayesinde dışavurumun en iyi ifade edildiği yer sözcüklerin gücü yettiğince sayfaların arasındadır. Yaşanılan tüm iç buhranlar, kaygılar ve mutsuzluklar birkaç cümleyle ifade edilebileceği gibi yaratılan distopik evrenler de ifade etmeye oldukça iyi örnek olmuşlardır. İş hayatının ve hayat rutinin sıkıntısını böceğe dönüşerek anlatmaktan daha iyi ne olabilirdi ki?

Ekspresyonist Tiyatro

Tiyatroda ekspresyonizmin uygulandığı belli araçlar vardır. Bunlardan bir repliklerdir. Oyuncu belki delirerek, belki de içinde bulunduğu denizden daha derin laflar ederek dışa vurur kendini. Bir diğer araç dekordur. Kullanılan dekordaki ekspresyonizm, resim ve heykelden (ışık-gölge, orantısızlıklar, bozukluklar, renk kullanımı) yardım almıştır. Sahneler arasında parçalanma mevutsa da oyunların genelinde organik bağ korunmuştur.

Ekspresyonist Müzik

Ekspresyonist müziğin ayırdının oldukça zor olduğu ifade edilmiştir. Yine de fikir yürütmeyi sağlayacak birkaç teknik detay mevcuttur. Örneğin tonaliteden ayrılıp atonaliteye eğilim gösterdikleri belirtilmiştir. Ortaya çıkan ahenksizlikle içten dışa bir yansıma olduğu vurgulanmıştır. Bilinen ve kabul görmüş teknik müzik kurallarında bozulmalar peydah olmuştur. Diğer sanat dallarında olduğu gibi ‘ruhu ortaya koyarak gerçeği kırma eğilimi’ mevcuttur.

Ekspresyonist Mimari

Mimaride ekspresyonist izlerin I. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’da ortaya çıktığı bilinmektedir. Kullanışlı olma ve kendini ifade etme özelliklerini birleştirmiş olan bu formun en göze çarpan farklılıklarından biri de yeni malzemeler kullanılmış olmasıdır. Savaşın yarattığı bunalımların bir dışavurumu olarak algılanmaktadır. Mimarlar kaba malzemeleri dış yüzeyde minik yerlerde kullanarak farklı bir bakış açısı getirmişler, keskin malzemelerle ışık gölge oyunu yaparak ilginç bir perspektif sunmuşlardır. Bu yüzden diğer mimari yapılardan kolayca ayırt edilebilir durumdadır.

Lotus Tapınağı - Hindistan / Görsel Kaynak: Shutterstock

Ekspresyonist Sinema

Diğer alanlarda olduğu gibi ekspresyonist sinemada da gölge ve ışık kullanımı ön plandadır. Sinema görsel olarak bunun yapılabileceği belki de en özgür alandır. Gerçeküstü dekorlar, abartılı oyunculuklar ve alışılmışın dışında kadraj kullanımı ekspresyonizmin doruğa çıktığı anlardır. İçinde yaşanılan bunalımlı dönemler ekrandan seyirciye yansıyınca sıkıntının etkisi bir kat daha artmıştır.

Metropolis'ten bir kare