Minyatür Sanatı Nedir? Minyatürler Hakkında Merak Edilenler
Sanat

Minyatür Sanatı Nedir? Minyatürler Hakkında Merak Edilenler

sanatperver Admin
sanatperver Admin

Osmanlı sanatı denildiği zaman sizin de aklınıza minyatür sanatı geliyor değil mi? Anadolu kültürüyle özdeşleşmiş minyatür sanatını bu yazımızda yakından inceleyeceğiz. Keyifli okumalar!

Çok Yönlü Bir Dahi: Matrakçı Nasuh, Hayatı ve Eserleri
16. yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu’nda sanatın doruk noktasına ulaştığı birdönemdir. Bu dönemin önemli simaları, farklı sanat dallarında ürettiklerieserlerle yaşadıkları dönemin kültürel hayatını derinden etkilemişlerdir.Matrakçı Nasuh da 16. Yüzyıl Osmanlı sanatı dendiğinde akla ilk gelen isimler…

Minyatür Sanatı Hakkında

Özellikle Orta Çağ yazma eserlerinde çok sık kullanılan minyatür, genel anlamda çok ince çizgilerle işlenmiş geleneksel resim sanatını ifade etmek için kullanılır. Minyatürün el yazması eserlerde kullanılmasının sebebi yazıyla anlatılan konuyu görselle desteklemektir. Bu nedenle tarihsel kaynaklarda minyatür sanatına “kitap resmi” dendiğine de sıkça şahit olunur. Minyatür kelimesinin anlamıyla kökeni tarihsel olarak birbiriyle oldukça uyum içindedir. Eski dönemlerde minyatür sanatı, Latince Minium olarak isimlendirilen kırmızı oksit bir boya ile icra edilirdi. Kelimenin kökeni boyanın ismi olan Minium’dan gelir. Tarihsel süreçte bu kelime “miniare” daha sonra ise Fransızcaya “miniature” olarak geçer.

Osmanlı İmparatorluğu’yla Özdeşleşen Bir Sanat

Minyatür sanatı her ne kadar Osmanlı kültürüyle tanınsa da aslında tarihi geçmişi çok daha eskilere dayanır. İlk minyatür M.Ö. 2. yüzyılda ortaya çıktıktan sonra Antik Yunan, Roma ve Bizans dönemlerinde gelişim gösterir. İlk başlarda süs sanatı olarak başlayan minyatür, dünyanın farklı coğrafyalarında yavaşça şekillenerek bugünkü halini alır. Minyatürün tüm dünyada tanınan bir sanat haline gelmesi ise Osmanlı İmparatorluğu döneminde gerçekleşir.

Minyatür Sanatının Özellikleri

Minyatürün icra edilmesinde çoğunlukla sulu boya ve türevleri kullanılmıştır. Çok ince detayları yansıtabilmek için Orta Çağ döneminde yavru kedilerin tüylerinden üretilen özel bir kalem kullanıldığı bilinmektedir. Tarihi kayıtlar yavru kediler gibi samur tüylerinin de sıkça kalem olarak kullanıldığı göstermektedir. Kullanması çok zor olan kök boyalar bu özel kalemlerle minyatüre işlenir, böylece verilmek istenen tüm detayların aktarılması sağlanırdı. Minyatür dendiğinde aklımıza ilk kitap süslemesi gelir. Fakat bu sanat, kâğıt dışında fildişi gibi sert yüzeyler üzerine de uygulanmıştır. Herhangi bir minyatür incelenerek, sanatçı ve yaşadığı dönemle ilgili çok net bilgiler elde edilebilir. Minyatürün en önemli özelliği, sanatçıların anlatmak istediklerini tüm ayrıntılarıyla bu eserlere yansıtmalarıdır. Bu nedenle minyatürlerde perspektif kullanılmaz. Işık, gölge, boy ve duygu gibi özellikler yansıtılmadığı için konu farkı gözetmeksizin objektif bilgilere ulaşılabilir. İşte minyatürün tarihçiler için vazgeçilmez bir kaynak olmasının sebebi de budur.

Osmanlı Minyatür Sanatının Eşsiz Örnekleri

Osmanlı İmparatorluğu, minyatür sanatının tarihsel gelişimi içinde çok önemli değişimlere imza atmıştır. Bu sanatı icra edenler nakkaş ya da “müsavvir” olarak isimlendirilmiş hatta nakkaşbaşı diye bir makam bile oluşturulmuştur. Bu makamın varlığı Osmanlı kültüründe minyatür sanatına verilen değeri anlamak açısından önemlidir. Bugün bizim minyatür olarak adlandırdığımız sanat, Osmanlı Dönemi’nde “nakış” olarak tanımlanırdı. Minyatür kelimesi daha çok batı kültürüne ait bir kelime olarak görülüyordu. Bu nedenle yapılan çizimler “nakış” ya da “tasvir” olarak isimlendiriliyordu. 18. yüzyıla kadar Osmanlı minyatürüne İran ve Selçuklu motifleri hakimdi. Fatih Sultan Mehmet döneminde Sinan Bey, Sultan II. Beyazıt döneminde Baba Nakkaş, 16. yüzyılda ise Nigari, Nakşi ve Şah Kulu en önemli minyatür sanatçıları arasında yer alıyordu. 18. yüzyıla gelindiğinde Levni, Süleyman Çelebi ve Mustafa Çelebi gibi nakkaşlar muhteşem eserleriyle Osmanlı minyatür sanatını tüm dünyaya tanıttılar. Özellikle Levni’nin minyatürleri kendine özgü tarzıyla geleneksel sanatın dışına çıkmış ve Türk minyatüründe onun eserleri dönüm noktası olmuştur.

Günümüzde Minyatür Sanatı

20. yüzyıl toplumsal ve siyasal alanda olduğu kadar sanat alanında da pek çok değişimi beraberinde getirdi. Bu değişimden özellikle minyatür gibi geleneksel sanatlar nasibini aldı. Minyatürün unutulmaya yüz tutmasının birkaç nedeni bulunur. Bunlardan ilki minyatür yapmak için kullanılan malzemelerin zor bulunması. İkinci neden ise bu sanatı yeni nesile tanıtmak için yeterince çaba gösterilmemesi. Minyatür gibi eşsiz bir sanat icra etmek istiyorsanız, bu sanatın geleneksel gelişimini örneklerle anlatan kaynak kitapları kullanabilirsiniz. Aynı zamanda az da olsa tezhip ve minyatür malzemeleri satan işletmeler bulunuyor. Gerekli bilgi ve materyalleri temin ettikten sonra hayal gücünüzün sınırlarını zorlamaya başlayabilirsiniz!

Sanatçı Murat Palta'nın efsanevi Darth Vader minyatürü